Haz. 24Nöro-DosyaBenzodiazepin Bağımlılığı için yorumlar kapalı
Bağımlılığa yol açan maddeler; genel olarak yaşamı sürdürmek için gerekli olmadığı halde keyif verici özellikleri nedeniyle tüketilirler ve kullanıcılarda bedensel, ruhsal, davranışsal ve bilişsel değişikliklere yol açarlar.
Madde bağımlılığı denildiğinde; insanın duygu, düşünce ve davranışı üzerinde doğrudan etkili, özgüllüğü olan bir süreç anlaşılmalıdır.
Haz. 23Nöro-DosyaHepatik Ensefalopati için yorumlar kapalı
Bu yıl nörobilim seminerimin konusu hepatik ensefalopati oldu.
Bu konuyu seçerken hekim, biyolog ve psikolog arkadaşlarıma tek tek danışmıştım. Her mesleki disiplin için hepatik ensefalopati farklı anlam ifade ediyordu. Hekimler için klinik pratiği, HE teşhisi ve tedavi yöntemleri ilgi çekici gelirken, biyolog ve temel bilimlerle uğraşanlar için HE sitrik asit döngüsü, üre siklusu ve benzeri biyokimyasal mekanizmaları akla getiriyordu. Nörobilimle ilgilenen çok sayıda psikoloğun konuya yabancı hissettiğini gördüğümde seminerimin iç hastalıkları, nörolojik bilimler ekseninde ilerlemesi gerektiğine karar verdim.
Hepatik ensefalopati gerek klinik yönü gerek oluşum mekanizmaları gerekse kognitif yansımaları ile tüm nörobilimcilerin buluştukları ortak bir nokta olarak değerlendirilmeli. Zira nörobilim eğitiminin doğası her şeyi sinir sistemi etrafında toplama eğilimindedir. Bu yönelim bazen beynin vücuttan bağımsız bir organizasyon gibi algılanmasına sebep olmaktadır. Özellikle medikal kökeni olmayan nörobilimciler bu algı nedeniyle vücudun dinamiği ve iç dengesi ile sinir sistemini ilişkilendirmekte sorun yaşayabilmektedirler.
Hepatik Ensefalopati
Hepatik bozukluk sindirim sistemi problemi olmasının yanında karaciğerin detoksifikasyon faaliyetlerinin aksaması ve nörotoksik maddelerin dolaşımda artması nedeniyle nörolojik semptomlar gösteren kompleks bir sendromdur.
1877′ de Piacenza yakınlarındaki Grossolengo’da bulunan koyun karaciğeri modeli, MÖ 3. yüzyıl inanışlarında karaciğerin geleceği haber veren bir harita olarak kullanıldığını göstermektedir.
Patogenez:
1. Kan-Beyin bariyerindeki değişiklikler:
Hepatik ensefalopatili hastalarda kan beyin bariyerinde nötral amino asitlerin artmış, bazik aminoasitlerin azalmış transportuna yol açan fonksiyonel bir yetersizlik vardır.
2. Enerji metabolizmasındaki değişiklikler:
Hepatik ensefalopatili hastalarda beyin kan akımı azalmış, glukoz ve oksijen tüketimi düşmüştür.
Pozitron emisyon tomografisinde beyin kan akımındaki değişiklikler ile nöropsikolojik fonksiyon bozukluğunun şiddeti arasında ilişki bulunduğu saptanmıştır. Ancak bu değişiklikler muhtemelen hepatik ensefalopatinin sebebi olmaktan çok genel merkezi sinir sistemi depresyonunun bir sonucudur.
3. İntestinal faktörler:
Tarih boyunca hepatik ensefalopati ile ilgili olarak üzerinde en çok durulmuş olan faktör amonyaktır.
Amonyak MSS depresyonu yapan klor kanallarını inhibe etmektedir.
Sonuç olarak, hepatik ensefalopati nöroeksitasyonda azalmaya neden olmuştur.