Beynimiz varlığımızı anlamlandıran yegane yapı. Onun yokluğunda yaşama şansımız olsaydı, yaşadığımızın farkında bile olmayacaktık.
Evrendeki konumumuzu, çevremizde gelişen olayları, tecrübelerimizi anlama ve yorumlamaya olanak tanıyan; açan çiçeği, parlayan güneşi görmemizi, ona ait duygu geliştirmemizi ve belki şiir yazmamızı ve aşık olmamızı; aşık olduğumuz kişinin sesini duymamızı ve o sesi güzel bir şarkıya benzetmemizi sağlayan… Bunların hepsinin gerçekliğinin kaynağı bize renkleri, kokuları ve duyguları bağışlayan beynimiz.
Evet, beyni biraz fazla mı övdük?
Beyin bizi biz yaptığı için şüphesiz övgüyü hak ediyor. Peki ama, bize her zaman doğruları mı söylüyor?
Cordelia Fine beyne methiyeler düzmek yerine onu bizlere çekiştirmek için kalemi eline alıyor. Onun ifadesiyle, yere göğe sığdıramadığımız beyin aslında kibirli ve yalancı bir organ. Aynı zamanda dik kafalı ve zayıf iradeli de.
Başına Buyruk Beyin’ de yazar, beynin, insanların algılarını, duygulanımlarını ve kararlarını nasıl yanlış yönlendirmeye yatkın olduğunu birçok deneysel örnekle açıklıyor. Beynin karmaşası içinde her şeyin mükemmel gitmediğini, bizi tuzağa düşürecek binlerce oyunun kıvrımlarında her daim saklandığını anlatan eser okuyuculara keyifli zaman geçirtecek ve beyinlerine karşı daha temkinli yaklaşmaları gerektiğini sıkı sıkıya tembihleyecek.
Unutmayın!
Beyniniz sizin için her zaman iyi şeyler düşünmüyor olabilir.
“Başına Buyruk Beyin”, Cordelia Fine , Çev: Pınar Turanlı, 172 s., Sel Yayıncılık, 2010