Değerli Can’ la sohbet ederken bana hiç duymadığım bir terimden bahsetti: Zihin yükleme (mind uploading). İlk etapta bilimkurgusal bir konu gibi geldi ve imkan dahilinde görmedim. Ne var ki bir şekilde merak geliştirmeye başlayıp, konuyu araştırmaya yönelme ihtiyacı hissettim. Çünkü eğer bu düşünce bir gün gerçekleşecek olursa bizlere çok büyük bir şey vaat ediyor: Ölümsüzlük!
Sanırım bu herkesin onu merak etmesi için fazlasıyla yeterli bir gerekçe.
Zihin Yükleme
Tüm beyin emülasyonu ya da zihin yükleme bir beynin biyolojik olmayan bir yüzeye (bir elektronik düzeneğe) aktarılmasına verilen ad. Bu varsayımsal süreç beynin taranması ve haritalanması sonrası tüm sinirsel verinin bir bilgisayar devresine kopyalanması esasına dayanıyor. Bu bilgisayar davranışsal, algısal ve pratik açılardan beynin çalışma şeklini taklit edecek bir simülasyon sistemine sahip. Üç boyutlu anatomik vücut simülasyon modeli tarafından desteklenen düzenekte çalışan beyin simülasyonu sanal bir dünyanın bir parçası gibi davranıyor. Buna alternatif olarak beyin simülasyonu insansı bir robota ya da bir biyolojik vücuda bağlanarak da çalışabiliyor.
Zihin yükleme bazı bilim adamları tarafından varsayımsal ve fütüristik olarak değerlendirilmekte. Teknolojik olarak bir gün gerçekleşebileceğine inananların sayısı azımsanamayacak kadar. Beyin kopyalamak ve onu sanal bir gerçekliğin içinde yaşatmak ya da kendimiz gibi yaşar ve hissederken tümüyle elektronik bir beyin ve mekanik bir vücuda sahip olmak şu an için hayal gibi görünüyor. Zihin yükleme konusuna olumlu bakan bilimciler ise süper bilgisayarların, beyin-bilgisayar ara yüzlerinin, beyin haritalama tekniklerinin ilerlemesi ile beyin fonksiyonlarının tamamen anlaşılacağı ve elektronik ortama aktarılabileceği günleri beklemekteler.
İnsan beyni yaklaşık yüz milyar nöron içeriyor. Bu nöronlar birbirleriyle aksonlar ve dendritler aracılığıyla iletişim halinde. Sinaptik bağlantılar, nöromediyatör kimyasallar ve birçok özelleşmiş mekanizma ile taklit edilmesi olanaksız görünen bir sinirsel ağ karşımızda iken bir nörobilimcinin zihin yükleme kavramına sıcak bakması elbette çok kolay değil. Ancak bu teknolojik atılımın gerçekleşmesi ihtimalinde bizlere sağlayacağı kuramsal yararlar bugüne kadar bilimin hedeflediklerinle kıyaslanamayacak boyutta. Bu yararları sıralamak gerekirse ölümsüzlük, kendi kendini yenileyebilen ve geri yüklenebilen yaşamlar, daha hızlı düşünebilen ve öğrenebilen beyinler, aynı anda birden fazla deneyimi yaşayabilme yetisi sayılabilir.
Konuyla ilgili çalışmaların Nevada Üniversitesi’ nde 2007 yılında ciddi olarak ele alındığı bilinmekte. IBM tarafından desteklenen Blue Brain projesi memeli kortikal kolonunun bir bilgisayar simülasyonunu yaratmak üzerine odaklanmış durumda. Çalışma için IBM’ in bir süper-bilgisayarı kullanılıyor. Yine aynı amaçla hareket eden birkaç organizasyon beynin ölümsüzlüğünü ilan edecekleri gün için sabırsızlıkla proje üretmeye devam ediyorlar.
Zihin yükleme kavramı için özetle şöyle denebilir ki; tüm algınız, duygularınız, anılarınız ve sizi siz yapan diğer her şey bir mikroçipe sığdırıldı ve bu istediğiniz şekilde tasarlanmış bir sanal evrende istediğiniz şekilde konumlandırıldı ya da sonsuza dek tamamen yenilenebilir bir robotik vücuda entegre edildi. İşte bu gerçekleştiğinde vücutların bütün ve sağlıklı kalabilmesi için durmaksızın araştırma ve uygulama yapan tıp bilimine ihtiyaç kalmayacak. Hastalık ve ölüm kavramları ortadan kalkacak.
Projeler şu an için her ne kadar imkânsız gibi görünse de kesin biçimde reddetmek yerine daha esnek yaklaşmak gerektiği kanısındayım. En azından sonsuz ve mutlu bir hayatın hayalini kurmaya bilim insanlarının da hakkı olduğunu düşünüyorum.
Bir hocamın sürekli söylediği gibi;
“Tıpta ve aşkta kesinlik yoktur”.